Powell’dan Greenspan Çıkar mı?

Albaraka Banknot
3 min readJun 16, 2022

--

Fed, dün 28 yılın ardından 75 baz puanlık faiz artışına gitti. Fed Başkanı Jerome Powell gelecek ay 50 ya da 75 baz puan artışa gidilebileceğinin sinyalini verdi. Enflasyonun geçici mi kalıcı mı olduğu konusunu uzun süre tartışan Fed, sonunda enflasyonun kalıcı olduğuna ikna olsa da kimilerine göre hamle yapmakta gecikti. Enflasyon oranı sürekli artış gösterirken enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyelerine oturdu. Ayrıca işin tadını kaçıran bir diğer detay da enflasyonun neredeyse her dönem beklentilerin üstünde gelmesi oldu. Böyle oldukça enflasyon ataleti yaratma tehlikesi de Fed’in karşılaşabileceği problemlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yaklaşık 9 ay önce enflasyonun geçici olduğunu ifade eden Powell, yönlendirme açısından bu konuda yanılırken ikinci olarak da bir önceki toplantıda 75 baz puanlık artışın gündemde olmadığını söyleyerek yanıldı.

Esasen piyasa da geçtiğimiz Cuma’ya kadar 50 baz puanı fiyatlarken ABD’nin Mayıs ayı enflasyonunun beklenenden yüksek gelmesiyle birlikte piyasa fiyatlaması 75 baz puan artışa döndü. 4 Haziran’dan itibaren Fed üyeleri Blackout dönemine girdikleri için herhangi bir yönlendirme yapamadılar. Bu sebeple Fed, beklentilerini piyasa kadar açık edemedi. Her halükârda yaklaşık bir buçuk ay önce 75 baz puan artış ihtimalini dışlayan Powell hata yapmış gözükebilir ancak o dönem “75 baz puan ihtimali masamızda yer alıyor.” minvalinde konuşmuş olsaydı, o dönem fazlasıyla şahin bir tutum olarak algılanacak ve bu durum hem paritelerde hem finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açacaktı. Çünkü 1994’teki 75 baz puanlık faiz artışının sonuçları halen zihinlerde.

1994’te Niye Faiz Artırıldı?

Kasım 1994’te Alan Greenspan öncülüğünde bir Fed vardı. 1987’den 2006’ya kadar Fed başkanlığı yapan Greenspan bu görevde en çok mesai harcayan ikinci kişi. İlk sırada yaklaşık 29 yıl görev yapan 1970’de görevi bırakan Bill Martin bulunuyor.

Gidelim 1994’e. Mevsim sonbahar. Aylardan Kasım ama henüz “Kasım’da Aşk Başkadır” filmi çekilmemiş, “Remember remember the 5th of November” sloganı henüz “V for Vendetta” filmi için kullanılmamıştı. Ama Fed’in Kasım 1994’teki hamlesi tüm dünyanın uzun süre hatırlayacağı bir hamle olarak daha o dönemde tarihe geçmişti. Malum sloganı “Remember remember the 15th of November” olarak değiştirsek yeridir.

O dönem biraz daha agresif bir görünüm sunan Fed, Meksika’nın yaşadığı krizi de göz önünde bulunduruyordu. Greenspan, Kasım 1994’te yaptığı konuşmada ekonominin fazla ısınmasını engellemek ve enflasyondaki olumlu görünümü sürdürmek amacıyla bu hamleyi yaptığını açıklıyordu. O dönemler tabii ki ekonominin büyüklüğü, finansal piyasaların gelişimi bu seviyede değildi. Dolayısıyla tamamen bugünle kıyaslamak doğru olmayabilir. O dönemler ekonomistler 1997’deki Asya krizini tahmin etmişler midir bilmiyoruz. Ama günler hızlı hızlı geçerken gemi büyük bir krize doğru eviriliyordu. 1994–1995 yıllarındaki faiz artışları doları güçlendirirken, gemi fırtınada savruluyordu. ABD ekonomisi için Greenspan faizi enflasyonun üstüne çıkararak büyümeyi de kontrol altında tutmuş ve bugün konuşulan yumuşak inişi başarmıştır.

Faiz Artışı 1994'te Ekonomide Nasıl Etki Yaratmıştı?

Fed’in daha önce 75 baz puanlık faiz artış kararı aldığı 1994 Kasım ayında merkez bankası para politikasını enflasyonun üstünde sıkılaştırarak ekonomide yumuşak bir iniş gerçekleştirmeyi başarmıştı. Fed’in politikasının bugünden en büyük farkı bir sonraki dönemin olacaklarını daha iyi tahmin edip ona yönelik bir hamle yapması sayılabilir. Tabii ki COVID-19 gibi bir süreçte bozulan beklentiler, küresel olarak değişen konjonktür, meydana gelen savaş bu tahmin edilebilirliği düşürüyor. Ancak sonuca baktığımızda Fed, o dönem şapkasından enflasyon üzeri faizi çıkarırken bu dönemdeki Fed bir miktar daha yavaş davrandı diyebiliriz.

1994'te yapılan faiz artışları tahvil piyasasında gelmiş geçmiş en kötü dönemi yaşatmıştı. Dergiler bu durumu tahvil katliamı olarak nitelendirmişti ve yaklaşık 1 milyar dolar civarında bir kayıp yaşandığı tahmin ediliyordu. Tahvilin değeri yani fiyatıyla faiz ters hareket ettiği için, tahvil faizleri hızlı artış yaşayınca tahvil değeri giderek düştü ve tahvil yatırımcıları büyük oranda zararlar yaşadı. Bu dönemde 75 baz puanlık faiz artışından korkulmasının sebebi de dolar ve ABD tahvillerinin artışıyla küresel hisse senetlerinde düşüşün yaşanması ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanabilecek problemlerdi.

Bundan Sonra Ne Olacak?

Önümüzdeki dönemde dünyayı gerçekten çok karışık bir görünüm bekliyor. Bugünkünden daha büyük bir belirsizliğin olması zannediyorum ki bir dünya savaşının başlamasıyla mümkün çünkü artık yeni bir salgın başlasa dahi piyasa ekonomistleri, merkez bankaları ve diğer ekonomik birimler ne yapabileceğini az çok kestiriyor. Ancak şu an çok büyük bir belirsizlik hâkim.

Bir yerde arz yönlü ve savaşın gidişatıyla yaşanan enflasyon artışıyla birlikte savaşın sürmesi ve Çin’in kapanmasının bitmesiyle hammadde fiyatlarında yaşanması beklenen artışlar faiz artışının olmasını zorunlu kılarken, ekonomilerde beklenen daralma da faiz indirimini zorluyor. Özellikle AB bölgesinde yaşanabilecek resesyon ve Fed’in faiz artışları da ABD’yi de resesyona sokabilir. Bu durumda 2023’te resesyonla birlikte faiz indirimleri döngüsünü görebiliriz. 2023 yılına kadar tedarik zincirlerinde yahut savaş durumunda bir düzelme görülmezse enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesini ve resesyonu aşmak için faizlerin indirildiği bir dönemi görmemiz çok sürpriz olmayacaktır. Ekonomik gelişmeleri yakından takip edenler için hem büyük tecrübe katan hem de takibi ve yorum yapmayı oldukça zorlaştıran bir başka sürece giriyoruz gibi gözüküyor.

--

--